9 Mart 2011 Çarşamba

Ben Harikalar Diyarı'ndan Lale. Kafama Kurşun Sıktım, Lanet Olsun!

    Sigarayı severim. Arkadaşlarım çok içtiğimi söyleseler de içerim, bırakamam; kendime yakıştırırım. Öyle film aktrislerine özenmişliğim de yoktur. İçerim çünkü çok konuşmam. İnsanlar arasında konuşmadan oturmaktansa yine konuşmadan sessiz ve kendimle yapabileceğim tek harekettir bu. O nedenle bu konuyu daha fazla uzatmaya gerek yok; severim işte...

    Ben Harikalar Diyarı'ndan Lale. Şimdi hemencecik öyle şu Harikalar Diyarı'nı Alice kaltağının aptal bir tavşanı izlerken girdiği delikten düşüp de kendini bulduğu o abidik gubidik saçma sapan yer sanmayın. Harikalar Diyarı, sürekli takıldığım barın adıdır.
    İş çıkışı eve gitmemek için inat eden tiplerdenim. Buraya gelmeden, iki içki içmeden benim randımanım düzgün çalışmıyor bebeğim. Gene geldim işte bu lanet yere ve yine aynı lanet yere oturdum; barda ayna karşısında bir sandalye tepesinde ağzımdaki sigaradan çıkan dumanların ardından buğulu gözlerime, kendime bakıyorum. Şu barmen Recai anlayışlı çocuktur aslında, anlatsam dinler ama şimdiye kadar çok şey de anlatmadım ya, yine anlatmaya lüzum yok. Aynadan gözlerime bakıp konuşuyorum ben. Dertliyim bu gece, gözlerime anlatacağım ben.
    Lanet olsun, âşık oldum. Ne güzel sevişiyorduk. Hani öyle sıkıcı tiplerden de değildi. Sevişirdik, giderdi. Ya da bazen ben giderdim, o kalırdı. Bu durumda anlayacağınız üzere bazen o bana gelirdi, bazense ben ona giderdim. Yani işte... Aman! Sıkıldım!
    Yok yok! Ne kadar gözlerimi kaçırsam da kendimden içimden konuşmalar devam ediyor. O nedenle bebeğim, en iyisi fazla drama yapmaya gerek yok. Olduğu gibi anlatayım.
    34 yaşında bir kadınım ve erkeklerle flört dönemlerim lisede kaldı bebeğim. Üniversitede bile erkek arkadaşlarımdan kaçtım. Sıkıldım canım ya, ben gelemem öyle bir erkeğin romantik hallerine. Zaten ben de romantik momantik falan değilimdir; zorlasam da olamam. Ben konuşmam bebeğim, ya da gerektiğince konuşurum. İşim de buna müsait. Tek yapmam gereken sistem yenileme. Yaptığım tek şey, kodlar ve bir sistemin onarımı. Kısaca, aletin başında durup olanı biteni izlemek. Ben lisedeyken karar verdim Bilgisayar Mühendisi olmaya. Neyse! Şimdi kalkıp burada kariyer öykümü anlatacak değilim. Zaten çok salakça bir şey, inanın.
    Bir süredir spor salonundan tanıdığım bir adamla seks muhabbetindeydim. Muhabbet derken de anlamışsınızdır, öyle seks konuşmuyorduk bebeğim, bir fiil icrasındaydık. İşte bu aganigi durumları devam ederken adam bana "Karımdan ayrılıyorum," dedi. Ay, biliyor musunuz bu ne feci bir durumdur. Yani adamın karısından ayrılması ve ayrılığın bu zorlu süreci değil, adamın bunu bana söylemesini ve benim içine düştüğüm durumdan bahsediyorum. Bunu bana söylediğinde üçüncü orgazmı yaşamıştık, yatakta öylece uzanıyorduk. Ben tavandaki abajurun kristallerini sayıyordum; bir tanesi eksikti. Tam bu esnada birden söyleyiverdi. Zaten konuşmuyordum, bu sefer nefesimin sesini de duyamadım; öylece kalakaldım. Şimdi ne denir bu adama? "Ah canım! Çok üzüldüm," desem olmaz; "Aa! Neden?" diye sorsam yakışık almaz, sonuçta adam karısını benle aldatıyor, hiçbir şey demedim. Bunun üzerine tekrar beni öpmeye çalıştı ama ben hemen yataktan kalktım ve duşa girdim. Arkama bakmadım ama eminim ne olduğunu anlamamış bir halde bana bakmıştır.
    Ne mi oldu? Lanet olsun adama âşık oldum. Hem de o lafı söyledikten sonra. Ah şu hormonlar! Evli erkekler kadınlara çekici gelir denir, ben karısından ayrılmaya karar veren bir erkeğe, tam o sahipsiz kalacağı anda âşık oldum, iyi mi? Lanet olsun! Neden oldu bu? Şimdiye kadar ne güzel sevişiyorduk. Seksini sevsem de bu memnuniyet hiçbir şekilde ona seks dışında bir ilgim olduğu anlamına gelmiyordu. Ya da ben mi öyle sanıyordum? Aslında evet, bir kaç defa onunla evli olan ben olsaydım ne olurdu diye düşünmüşlüğüm vardır. Ama öyle çok ayrıntısına girmedim bu düşüncenin. Onunla evli olsaydım ve beni aldatsaydı, beni aldattığı kadın da şuan evli olduğu kadın olsaydı düşüncesine gelince düşünmeyi bırakıveriyordum. Of! Lanet olsun tekrar. Düşünmek istemiyorum artık.
    Onun evindeydim. Duş alırken en salakça şeyi yaptım ve onun duş jeliyle yıkandım. Şimdi bile koku geliyor burnuma. Ay hiç böyle romans hallerine gelemem, neden yaptım ki bunu? Neden böyle hissediyorum ben? Lanet olsun!

    - "Lale Hanım, bir tane daha?"
    - "Doldur Reco. Bu sefer alkolü fazla olsun."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...