2 Ağustos 2013 Cuma

Hiçbir Şeyin Yapılabileceği Çok Uzun Bir Gün

    Bugün günlerden hiçbir şeyin yapılabileceği çok uzun bir gün.
    Sabah arka arkaya içilen üç bardak hazır kahve ve süt tozu karışımı... Bunu bana getiren kadının adını bile hâlâ öğrenememem... Her seferinde ona farklı bir isimle sesleniyorum. Sesini çıkarmıyor, isminin doğrusunu da söylemiyor bana. "Zamanla alışır, ismimi de öğrenir, hatta zamanla beni daha iyi tanırsa belki ona surat bile yapabilirim," diye düşünüyor olsa gerek. Bilmiyorum.

    Bugün nasılsa "bugün hiçbir şeyin yapılabileceği çok uzun bir gün", ben de hiçbir şey yapmaya karar verdim. Hiçbir şey yapmaya karar verdikten sonra saatlerdeki akrep-yelkovan yavaşladı. İnsanların adımları yavaşladı. Gökyüzündeki bulutlar daha yavaş dağıldılar. Ve ben zamanın izafiyetini çözen bir Einstein oluverdim. Daha sonra paralel evrenler geçti kafamdan, ben de onların içinden geçtim. Belki de sen ve ben, başka bir evrende, tıpkı şimdiki hallerimizle ya çok mutluyuz ya da daha beter bir suskunluk var aramızda. Belki de hiç tanışmadık. İşte en a c ı t a n buydu. Oysa paralel evrenler arasında duygu yoktu.
    Benimle hiç tanışmamış olmayı ister miydin? En azından bunu dilediğin oldu mu bir kez olsa bile?
    Sana soruyorum, sana. En azından bu defa sessiz kalma.

    İstiklâl Caddesi'ndeki insanlar yine aynı. Görmene çok da lüzum yok. Yürürken insanlara değil, insan kalabalığına bakıyor zaten insan. Etrafta yürüyen bir sürü -sana göre çirkin- insan var işte yine. Her gün, o insan kalabalığına bakıyorum ve bir eksiklik hissediyorum aralarında.
(Aslında bu cümleyi düzeltmeli ve baştan almalıyım.)
    Her gün, o insan kalabalığına bakıyor ve bir eksiklik hissediyordum aralarında. Şimdiye kadar bu eksikliği hep fark etmiştim ama o kalabalık gibi ben de bir yerlere - hızlıca - akmak zorunda olduğumdan fark ettiğim eksikliğin ne olduğunu düşünmek istememiştim. Bugün, diğer günler aksine o caddeden sakin ve yavaş adımlarla yürürken fark ediverdim: Paralel evrenlerle dolu beynimde, farkında olmadan, her sabah yürüdüğüm o yolda, henüz keşfedilmemiş bir evrende sen ve ben her sabah sarılarak uyanır buluyormuşuz kendimizi meğerse. Fakat o evren, hem senden hem de benden uzakmış. Bu evrende biz bambaşka yerlerdeyiz. Sen yanımda değil, beynimde yürüyorsun benimle, o yolda.

    Bugün aslında hiçbir şeyin yapılabileceği çok uzun bir gün. O nedenle hiçbir şey yapmayı seçtim. Hiçbir şey yapmayı belki senin için bir şey yapmaya dönüştürebilirdim: Uzun süredir tamamlayamadığım bu yazıyı bitirdim.




1 Ocak 2013 Salı

Mektup


    Eğer yalnızlığa alıştıysan, etrafından mutlu olan insanların mutluluğuna da alışıyorsun bir zaman sonra. Sokaklarda tek başına dolaşırken şöyle bir havayı kokluyorsun ve insanların tüm duygularına kendinde bir yer buluveriyorsun. 
    İşte bu sana yalnızlığını unutturuveriyor bir anda. Onlarla sohbet etmiyorsun, göz göze gelmiyorsun ama biliyorsun ki tüm dertler ortak. Sevinçlerse kıskançlık duygusuyla yarışıyor.

    İşte böyle bir sokakta, yeni yıl heyecanı içinde kimler olduğunu bilmediğim bir kalabalıkta, her surette kendimden izler bulduğum bir yalnızlıktayım. Tanımadığım insanlara gülümsüyorum ve onların sevinçlerinden kendime paylar çıkarıyorum.

    Yalnız insanın sevinmesi ve gülümsemesi zordur. İşte böyle ender anlarda, içinde oluşan sevgiyi aktaracak birini arıyor insan. İşte o zaman aklıma SEN geliveriyorsun. Yine, yine…
    Mutlu olmanı istiyorum. Seni özlüyorum. Bu özleyiş beni sana daha da yaklaştırmak istiyor fakat ben kendimi hep karşında bambaşka bir noktaya fırlatıyorum.
    Sana iyi yıl dileklerimi dahi sunamayacak derecede fırlatıldığım o noktadan sana gülümsüyorum. Tüm her şeyinle seni boyutsuz bir sevgiyle seviyorum.
    O sevgi öyle bir boyutsuzluk ki, aşkın her halinden sevginin en körpesine, iyi duaların sana yönelmesinden tüm kötülüklerin senden uzaklaşması dileğine kadar yaşamın en temel dilekleri… 
    Yarattığın kalkanı, o mahur incinmiş çocuk kalmış gözlerini öpesim geliyor.
    Gülümsemeni ve ardından mutsuzluğunu hatırlıyorum. Hayata gülümsemekten ziyade kahkahayla gülmen için bir dua geçiriveriyorum içimden.
    Ve sanki o gülümsemeyi bozacakmışım gibi, uzak tutuyorum kendimi senden.
    Bunu bil istiyorum.

    tâ
            
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...