Sen geçtiğini zannetsen de yarım kalan bir çok şey tekrar gün yüzüne çıkıp, bilinçaltından konuşarak gününü mahvedebilir. Yarım kalan, tamamlanmamış anılar, seni ansızın üzmek için tetiktedir. Sen unuttuğunu sansan da o hatıralar çıkmak için beklerler.
Yarım kalan her şey, tamamlanmayan her şey, namluya sürülmüş bir mermi gibi... Tetikleyen etkeni ve tetikçisini bekliyorlar.
Rüyalarımdan çıkaramadığım, çocukluğumdan çıkaramadığım anılar... Gece uyumak için önce biraz bunlarla cebelleşmek gerekiyor. ("cebelleşmek" kelimesi bu cümleye ne yakıştı!)
Dramatize etmeden konuşmaya çalışıyorum onlarla. ("çalışmak" kelimesi de buraya çok yakıştı; aynen öyle. Düzgün konuşmaya kendini zorlayan kekeme bir ruhun azmidir bu çalışmak.)
Yarım bıraktığım, yarım b ı r a k m a k z o r u n d a k a l d ı ğ ı m, yarım bırakıldığım bir çok anıya uslu süslü hayaller ve avuntular dikiyorum artık.
Farkındalığın acısı! Tarifsiz. Bu yazı gibi anlamsız. Eğer sen de bu yazının içindeysen anlarsın, anlarım.
tâ
Yarım kalmışlık; otobüs durağında, dolmuşta, bir şarkıda, filmde..
YanıtlaSilYaşamına serpilir ve senin onu hatırlamanı bekler sinsice...
Hatırlanma anlarını ve yeri ve zamanı kendi belirler.
Anlarım. :(
Anladığımız için mi bu yarımlık?
YanıtlaSilTek başına anlamanın da yetmediği zamanlarda yarım kalmıyor muyuz? :(
YanıtlaSilunuttuğunu söylemek , kendini kandırmaktan öte gidemiyor !
YanıtlaSilkeşke unutabilsek !