13 Ocak 2011 Perşembe

Nasihat - 1

    Biliyor musun, ruhun acı çekmeyi terk etmeyecek. Unutamayacaksın da birçok şeyi. Bu nedenle sen yavaş yavaş yok edeceksin kendini. Kendini yok etmemek için birilerine saldırıyorsun ya hani sürekli, işte sen başkalarını değil, başkalarında kendini yok ediyorsun. En ihtiyacın olduğu zamanlarda duymak istediğin sesler neden o telefonlara cevap vermiyor sanıyorsun. Sevilmiyorsun çünkü sevilmene izin vermiyorsun. Arızalı ruhlar gibisin, hayatındaki tüm güzellikleri kendine yakıştırmıyor, içinde uyanan garip bir hisle güzel olan tüm şeyleri bozuyor, böylece kendini daha yakın hissediyorsun her şeye.

    Yapma! Kendine yapma!

    “Barışmak” nedir, bilir misin? Sen barışmak ister misin kendinle? Aynaya bak. Gözlerine çok az bak ama. Çünkü gözlerine baktıkça, bakmaktan vazgeçeceksin. Sadece aynaya bak. Öylece bak. Vücuduna bak, dudağına bak, kaşına bak, ellerine bak, sonra bir de ellerine bak aynada. Ara ara bak gözlerine. Gözlerinden ruhunu görebilecek misin?

    Sevmişti o seni. İşte ilk bunu göreceksin. Sonra ona yaptıklarını göreceksin içinde beliren onun yüzüne ait anıların ardından. Üzüleceksin. Üzülüyorsun zaten ama daha üzüleceksin, zaten bunu sen de biliyorsun. O nedenle... Boşver!

    Bazı şeyleri hak ettiğini düşünüyor musun? İşte bunu düşün sen aslında. Bırak bu düşünceden kaçmak için kafanda dolanan diğerlerini. Sen yine de üzülme ama…

3 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...